top of page

Yalıkavak Evleri                                                  Bodrum, Yalıkavak 1999

Mimari:
Tevfik Tozkoparan, Can Aker

New York'da "Junior Architect" olarak çalışma hayatına başladığım yıllarda, Patron, arkasında uzun boylu yakışıklı bir genç ile yanıma yaklaşıp; "Bu arkadaş İzmirli, ODTÜ'den mezun olmuş, etrafı tanıtırsın kendisine" demişti. Tanışmamız, "Sana düşünmen için para vermiyorum" diyen patronumun ofisinde bir yaz günü olmuştu. Aynı günün akşamı kendisini eve yemeğe davet ettim. Güzel bir terasımız vardı Manhattan'ın üst batı yakasında. O geceden aklımda kalan iki olay var; ilki, gecenin bir yarısında, terasa açılan pencereden kız arkadaşımın "hadi yatın artık" deyip pencereyi kapatması, ikincisi ise, Tevfik ile birlikte konuşmayı yarıda kesip, doğrudan ofise gitmemizdi...

Sabahlamıştık, mimariyi kurtarmıştık; zor olmamıştı çünkü daha 30 yaşında bile değildik!

Tevfik her projesi için şiir yazarmış. Duygu yüklü, kibar, heyecanlı bir mimar olduğu konuşmasından, her hareketinden belliydi. Birbirimize o kadar ısınmıştık ki, birlikte projeler yapacaktık, yazılar yazacaktık. Yaptık da....

Ama o zaman aklımızdan geçmeyen tek şey 30 yıllık arkadaş olacağımızdı...

Ben Türkiye'ye döndükten sonra, Tevfik beni kendi mimari arkadaş çevresiyle tanıştırdı. Küçük bir örnek; ARKİTEKT dergisi macerasına dahil olmamdır.

İşte, böyle bir ruh haliyle, Yalıkavak Evleri projesine birlikte başladık. Sevgili Emre Ulaş ile birlikte, ki kendisi aramızda "bilgisayarda" çizim yapmayı bilen tek kişi idi, İzmir'deki ofisinde, hem  Amerika'dan getirdiğimiz sarı kağıtlara eskizler yapıyor, hem de midye dolma yiyorduk... (Beğenmediğimiz çizimleri de silerdik, kağıt israf etmeyelim diye:))

Tevfik Tozkoparan'ın inatla sürdürdüğü meslek hayatı semeresini vermeye başlamıştı! Birçok başarılı projeye imza atmasının yanında, daha da önemlisi genç mimarlara kapısını açmış, ofisini bir "charette" merkezi haline getirerek yarışmalara katılmalarına destek sunarak, bezmeden mimariye olan aşkını yaşamaya devam ettirmiştir.

Tefo gibi bir dostum olduğu için şanslıyım.

1998 yılı Nur ve Tevfik Tozkoparan ile şantiye hatırası...

bottom of page